3.NUSRAT MAYIN GEMİSİ
GEMİ KOMUTANI
TOPHANELİ YÜZBAŞI HAKKI
ÇANAKKALE 18 MART 1918 NE OLDU
ankara izci haber
AIH 654 Ü. Savas Baran umitsavas2000@yahoo.org
4.Denizciler ve mayınları
5.TÜRK MAYIN BIRLİĞİ ÇANAKKALE 1915
KOMUTAN BİNBAŞI NAZMİ BEY
18 MART GÜNÜ 16 HAT GEMİSİ VE AĞIR KRAVÜZÖR SAHİL BATARYALARINI SUSTURARAK ÇANAKKALE BOĞAZINDA İLERLEMEYE BAŞLADI
TAA Kİ NUSRET MAYIN GEMİSİNİN DÖKTÜĞÜ MAYINLARLA
TANIŞINCAYA KADAR
HMS OCEAN HAT GEMİSİ
MAYIN İLE BATIRILDI
7.HMS INVINCIBLE AĞIR KRUVAZÖR
MAYIN YARASI VE IKI TOP İSABETİ ALDI 2000 TON SU ALDI
HAREKAT DIŞI KALDI
8.ADINI YENİLMEZ ASTERISK’İN MEMLEKETİNDEN ALAN FRANSIZ AĞIR KRUVAZÖRÜ GAULOIS MAYIN YARASI ALARAK HAREKAT DIŞI KALDI
9.FRANSIZ KRUVAZÖR BOUVET BATIYOR
MAYINA ÇARPTI VE İKİ DAKİKA İÇİNDE ALABORA OLARAK BATTI
10.FRANSIZ HAT GEMİSİ SUFFREN
TURK TOPÇUSU TARAFINDAN AĞIR HASAR ALARAK SAF DIŞI OLDU
11.19 MART 1918 SABAHI
Türk mayınları büyük bir deniz savaşının şartlarını değiştirdi. Fransız Hat Gemisi Bouvet mayın yarası alarak battı. Büyük Britanya hat gemileri Ocean ve Irresistible mayın yarası aldıktan sonra personeli tarafından batırıldı. Invincible Suffren ve Gaulois ağır
yaralar alarak harekat dışı kaldı. Bu müttefiklerin kaldıramayacağı ve hesabını veremeyecekleri bir yara idi. Ertesi sabah Türk ve Alman topçuları boş bir ufku gözetlemeye başladı. Türk tarafının kazandığı zaferin sınırları yoktu
O gün Müttefik karargahı deniz harekatı ile boğazların geçilemeyeceğini çok açık olarak anladı
12.22 Mart 1915
HMS Queen Elizabeth gemisinde Lord Hamilton ve Amiral de Robeck arasında yapılan bir toplantının sonucu olarak boğazların Deniz Kuvveti ile geçilemeyeceği ve Gelibolu yarımadasına bir çıkartma yapılmasına karar veriliyor
VE
GELMEYE HAZIRLANIYORLAR
AIH 658
13.Taa Dünyanın öbür ucundan
14.HMS Queen Elizabeth Akdeniz Genel Komutanı Sir Ian Hamilton,un Sancak gemisi ve devrinin en modern ve güçlü harp gemisi idi. Goliath Hat Gemisinin Muavenet toppitobotu tarafından batırılmasından sonra Akdenizden çekildi
15.Çanakkale harekatı 18 Mart sabahı başlamadı. Daha evvel kruvazörler ve hat gemileri defalarca boğaza girerek tabyalarımızı bombardıman ederek yerlerini tespite çalıştılar. Bu sırada deniz kuvvetlerimizde onların giriş çıkış rotalarını devamlı izliyordu. Bu deniz savaşının herkezin bildiği basit kuralıdır. Mayın harbinde en önemli girdidir. Artık 18 Martta gelecek olanların nereden boğaza gireceğini nerede dönüş yapacağını mayın uzmanlarımız biliyorlardı.
16.16 Nisan 1915
Kraliyet donanmasının E-15 Denizaltısı Karaya oturdu. Geminin Türklerin eline geçmemesi için inanılmaz bir deniz harekatı yapıldı
İşte Hikayesi
17.
18.Bu gemi E sınıfı modern bir denizaltı idi
E Sınıfı Denizaltılar
Açık deniz harekatlarına uygun bu gemilerden 58 tane yapıldı Bu 58 gemiden iki tanesi AE1 Ve AE2 Avustralya Bahriyesine ve iki tanesi Osmanlı donanması için yapılıyordu. Tabii savaş başlayınca bu gemilere el kondu.
19.17 Nisan Sabahı Mondrostan hareket eden E-15 Boğazı geçmeye çalışan ikinci denizaltı oldu. Kepez açıklarına kadar gelebilen Yarbay Brodie komutasındaki denizaltı topçumuzun ateşi ile hareketsiz hale geldi ve karaya oturdu. Geminin sağlam durumda kalması İngiliz Bahriyesini gemiyi imha için harekete geçirdi.
20.O gece görev Scorpıon ve Grampus muhriplerine verildi. Gece karanlığında hedefi bulamadılar. Scorpion’un komutanı İkinci Dünya Savaşın büyük Amirali Amiral Cunningham’dı. Solda HMS Grampusun kıç üstü ve HMS Scorpion
21.Ertesi sabah görev B11 Komutanı Binbaşı Holbrook’a verildi. Sonuç gene başarısızdı
22.ARTIK SIRA ZIRHLILARINDI
HMS MAJESTIC VE HMS TRIUMP
Türk topçusunun yoğun ateşi altında boğaza girdi
Onlarda
başaramadılar
23.18/19 Mart gecesi "Triumph" ve "Majestic" gemilerinden birer 48 fitlik devriye stimbotuna 35 cmlik torpito kovanları yerleştirildi. Hedefe yaklaşırken Yüzbaşı Godvin’in Majestik botu top atesi ile batarken torpitolarını ateşledi. Ve batmadan E15i kullanılmaz hale getirdi.
Diğer bottaki Binbaşı Robinson ateş altında denize dökülen Majestic botunun tayfasını topladı ve gemisine döndü
24.
25.Kara bombardımanı ve çıkartma
26.çıkartma
27.çıkartma
28.25 Nisan’daki Conk Bayırı yürüyüşünü anlatmak olmaz. Yaşamak lazım. Sabahın erken vaktinde tü m izciler kalkar, 57. Alaydaki askerlerimiz gibi saçlarına kınalar yakılır, bulgur çorbalarını içerler, hamur kızartmalarıyla helvalarını yanlarına alırlar. Çanakkale Savaşında askerlerimiz giydiği Enveriye Kabalarını başlarına, dedeciğim ben geldim yazılı yeleklerini üstlerine giyer, marşlar eşliğinde 37 km’lik Conk Bayırını yürüyüşüne tek sıra halinde 1,5-2 km uzunluğunda bir konvoy oluşturarak çıkarlar. Çanakkale Anıtında Türk ve yabancı ülkelerden gelen devlet adamları ve Anzaklarla birlikte törenlere katılır, sonra geldikleri yolu tekrar dönerek Bigali köyüne gelirler.Çocuklarımıza ve gençlerimize bu duyguları bire bir yaşatmak, bu topraklarda rahat yaşamamızın, kendilerini düşmana siper eden atalarımıza borçlu olduğumuzu anlatmak için Çanakkale Kampı gerçekten çok önemlidir.
29.
30.Hızlı başlayan çıkartma siper savaşına dönüştü
31.
32.
33.
34.
35.ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE.
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
36.Sade bir hadise var ortada :
Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;
37.Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
38.Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;
“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.
Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
39.Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...
40.Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;
41.Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
42.Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
MEHMET AKİF ERSOY
43.BİR YOLCUYA ( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.).
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,Bir vatan kalbinin attığı yerdir.Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,İstiklal uğrunda, namus yolunda,Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.Bu tümsek, koparken büyük zelzele,Son vatan parçası geçerken ele,Mehmed’in düşmanı boğuldu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir.Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etinYaptığı bu tümsek, amansız, çetin,Bir harbin sonunda, bütün milletin,Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
NECMETTİN HALİL ONAN
44.İzciler elliyedinci alayın yolunda
45.DEDECİĞİM BEN GELDİM
Yorulmak için yollarda, Üşümek için soğukta
Susamak için güneşte, Islanmak için yağmurda
Dedeciğim ben geldim
46.Gece esen rüzgârda fısıltını dinlemek için
Gurubun suya aksinde kanını aramak için
Topraktan yükselen mis gibi kokunu duymak için
Senin torununum orda ruhunu hissetmek için
Karargâha gelip senle çadırımı kurmak için
Dedeciğim ben geldim
47.Yere, dizine koyar gibi koyacağım başımı
Saçını okşar gibi okşayacağım otlarımı
Şafakta, son kahvaltın gibi içeceğim çorbamı
Şehit Hasan gibi saçıma yakacağım kınamı
Yürüyeceğim uçarca yürüdüğün yollarımı
48.Dedeciğim ben geldim
Ağaçlar arasında siluetini görmek için
Tatlı tebessümünü rüyalarımda görmek için
Yolunda yürüyeceğime sana söz vermek için
Vatanıma hizmet edeceğimi söylemek için
Ben seni çok seviyorum diyebilmek için
Dedeciğim Ben Geldim
Hasan D. SUBAŞI
49.Türkiye İzcilik Federasyonunun her yıl gerçekleştirdiği
Çanakkale Milli Kampı 22-25 Nisan tarihleri arasında
Çanakkale-Eceabat-Bigali Köyü mevkiinde yapılmaktadır
50.57. Alayın izinde 2000 yürek
51.Hepsine bir tutam kına dedeleri gibi
52.Kamp alanıi
53.yürüyüşden
54.SARGI YERLERİHASTANELER
55.
56.Sargı Yeri Ameliyathane
57.Sıhhiye çadırları
58.Gaziler
59.Gelibolu Kızılay Hastanesi
60.Havuzbaşında Dinlenen Yaralılar
61.Gelibolu Askeri Hastanesinde Askeri Doktorlar...
62.Vapurlarla İstanbulda yararlı nakli
63.Vapurlarla İstanbulda yararlı nakli
64.Çanakkale sahra hastanesi
65.
66.Marmara deniz harekatlarına katılan Avustralyanın AE2 denizaltısı
67.Yolları Sultanhisar torpitosu ile kesişti
68.E14 Denizlatısı mondros adasında harekata hazırlanıyor
Bir mayın gemisi bir ganbot ve iki yük gemisini savaş dışı etti
69.Marmara harekatında 10 gemi batıran E11
70.Marmarada piyade ateşi ile hasara uğrayan E11 denizaltısının periskobu
71.Mesudiye zırhlısı denizaltılar tarafından batırıldı
72.izciler
73.Savaş ola şen ola
74.18 Mart Sabahı
75.avcı
76.avcı
77.avlanan
78.Avcı nusrat
79.avlanan
80.avlanan
81.avcı
82.avlanan
83.avlanan
84.avcı
85.avlanan
86.avlanan
87.Fransız Saphir denizaltısı mürettebatı harp esirleri